Makine Çevirisinde 7 Tipik Problem
Makine Çevirisinde Karşılaşılan 7 Tipik Problem (+ Çözüm Yöntemleri)
Makine çevirisi metinleri bir dilden diğerine çevirme kolaylığına ve hızına fazlasıyla katkıda bulundu, ama beraberinde gelen problemler de yok değil.
Otomatik çeviri nöral ağlar ve yapay zekadaki gelişmeler sayesinde eskiye nazaran çok daha güvenilir hale gelmiş olsa da (Google Çeviri’nin tarihine şöyle bir bakarak bunu görebilirsiniz), ona hala yüzde yüz güvenemiyoruz. Özellikle tıp, hukuk, finans gibi hassas alanlarda bu durum geçerli.
Ama ne demişler, öğrenmek savaşın yarısıdır. Makine çevirisi kullanırken karşılaşabileceğiniz potansiyel tehlikelerin farkında olursanız onlarla başa çıkmak için daha hazırlıklı olursunuz. İşte biz de tam bu yüzden bu gönderide bu konudan bahsedeceğiz. Otomatik çeviri kullanırken karşılaşılan yaygın sorunları ve onlarla başa çıkmanın pratik yollarını öğrenmek için yazımızı okumaya devam edin. Bu yöntemler internet sitenizi çevirirken de geçerli olacak.

Makine Çevirisindeki Tipik Sıkıntılar
Önce sorunumuzu tanımakla başlayalım. Makine çevirisinde en sık karşılaşılan problemler ve zorluklar tam olarak nelerdir? Genel çeviri problemleriyle aynı mıdırlar? Haydi öğrenelim.
1. Dilsel Nüanslar
Dillerin çeşitliliği ve karmaşıklığı sebebiyle, makine çevirisi sistemleri onların incelikleriyle başa çıkmakta sıklıkla zorlanır. Bu incelikler çoğunlukla makineler için kavraması zordur, çünkü dili yaratan ve kullanan insanları, içinde bulundukları kültürü ve çok daha fazlasını temel alarak oluşmuşlardır. Bu alandaki bazı yaygın sorunları aşağıda sıraladık.
Deyimler ve Metaforlar
Dilin mecazi kullanımları makine çevirisi için en büyük sorunlardan biridir. Çünkü çoğunlukla anlamak için farkında olmanız gereken bazı kültürel referanslar üzerine kuruludurlar. Dahası, bir dildeki deyimlerin ve metaforların her zaman başka bir dilde karşılığı olmayabilir. Bu yüzden duruma uygun çözümler bulmak veya açıklamalar kullanmak zorunlu hale gelir.
Makine çevirisinin bu tür kullanımları gerçek anlamıyla algılaması problemiyle de karşılaşabilirsiniz, böyle olursa ortaya çıkan çeviri hiçbir anlam ifade etmez. Örneğin “kafa patlatmak” ifadesini ele alalım. Gerçek anlamı mecazi anlamından (bir konu üzerinde ciddiyetle düşünmek) oldukça farklıdır.
Argo ve Gündelik Dil
Bırakın makineleri, insanlar bile argonun hızına ayak uyduramıyor. Okul çağındaki çocuklarla düzenli olarak iletişim kuran bir yetişkine sorarak bunun doğruluğunu kendiniz de görebilirsiniz.
Argo dilin fazlasıyla dinamik ve zaman içinde sık ve hızlı değişimlerden geçen bir bölümüdür. Aynı dil içinde bile sayısız argo varyasyonu vardır ve deyimlerde olduğu gibi, argo da çoğunlukla gerçek anlamıyla algılanmaması gereken ifadeler içerir. Örneğin “ötmek” gizli bir sırrı açıkça söylemek anlamına gelir. Tabii ki, bu sözcüğü gerçek anlamıyla çevirmek çok farklı bir anlam ortaya çıkarır.
Tüm bu etmenler argoyu makine çevirisi için başa çıkması zor hale getirir.
Resmiyet
Makinelerin gerçek insanlarla ortak olarak yaşadığı zorluklardan bir diğeri ise saygı ifadelerini kullanmak ve insanlara doğru resmiyet seviyesiyle hitap etmektir. Bu özellikle Japonca, Korece, Almanca ve İspanyolca gibi dillerde problem teşkil eder. Çünkü bu dillerde konuşmacının muhatabına karşı sahip olduğu saygının seviyesine göre kullanılan resmi ve teklifsiz fiil formları veya tamamen birbirinden farklı sözcükler vardır.
Resmiyet bağlama bağlı olduğu için makine çevirisi sistemleri doğru formu seçmekte zorlanabilir, bu da eğreti ve hatta saygısız bir çeviriye yol açabilir. Sanki başka bir dilde konuşurken yeterince kötü bir intiba bırakmıyormuşuz gibi!
Cinsiyet
Makine çevirisinin çoğunlukla problem yaşadığı son bir dilsel nüans ise cinsiyettir. Bazı diller isimlere kendileriyle ilişkilendirilen sıfatları, fiilleri ve zamirleri etkileyen bir cinsiyet atfeder. Makine çevirisi bu cinsiyetleri yanlış eşleştirerek hatalı veya anlamsız çıktılar verebilir. Özellikle de karmaşık cinsiyet kuralları olan dillerde.
Örneğin, İspanyolca veya Fransızca gibi sıfatların ve artikellerin ismin cinsiyetine göre değiştiği dillerde otomatik çeviri cinsiyet uyumunu sağlamakta, özellikle de uzun cümlelerde, zorlanabilir.
2. Bağlamı Anlama
Makine çevirisi sistemlerinin önündeki en büyük sınırlamalardan biri, hatasız bir çevirinin olmazsa olmazlarından olan bağlamı anlamadaki zorluktur. Bu konudaki başlıca iki engel eş seslilik ve çok anlamlılıktır.
Bu karmaşık terimler yazılışı ve/veya okunuşu aynı olan ama farklı anlamlara gelen sözcükler ile birden fazla alakalı ama farklı kullanımları olan anlamlara sahip olan sözcükleri tanımlıyor.
Örneğin İngilizcede “ring” sözcüğü herhangi bir çember şeklinde nesneyi, yüzüğü veya telefonların eskiden çıkardığı sesi ifade edebilir, bu yüzden eş seslidir. Diğer yandan, “light” (hafif) sözcüğü ağır olmayan, ciddi olmayan veya rengi az olan şey anlamına gelebilir.
Bu örnekler geçmişte makine çevirisi sistemleri sözcükleri ve kalıpları istatistiksel olasılığa göre seçerken daha büyük bir problemdi. Artık bu sistemler bağlamı hesaba katmakta çok daha iyi hale gelmiş olsalar da bu problemlerle hala karşılaşabilirsiniz.
3. Kültürel Farklılıklar
Dil ve kültür birbirine sıkı sıkıya bağlıdır ve kültürel bağlamı anlamak metni kendi anadilinde okuyacak okuyuculara derinden hitap edecek çeviriler üretmek için esastır. Bu da makine çevirisinin çoğunlukla problem yaşadığı bir diğer alandır.
Bu konudaki yaygın bir örnek kültürel bağlamıyla yakından ilişkili olduğu için çevirmesi zor olan kelimelerdir. Örneğin, Japonca İngilizcedeki salary (maaş) ve man(adam) sözcüklerinden oluşan “salaryman” (サラリーマン) sözcüğünü belli bir tür şirket çalışanını tanımlamak için kullanır.
Bu sözcüğü başka bir dile çevirmek “çalışan” gibi genel bir terim kullanmakla ve Japon çalışma kültürüyle ilişkili çağrışımları kaçırmakla sonuçlanabilir.
Bir diğer örnek aynı dil içindeki bölgeye özel sözcüklerdir. Mesela musluktan bahsederken Amerikalıların “faucet”, İngilizlerin “tap” sözcüğünü kullanması, veya Avustralyalıların dünyanın İngilizce konuşulan diğer bölgelerinde bir tür iç çamaşırı anlamına gelen “thongs” sözcüğünü “flip-flops” (parmak arası terlik) yerine kullanması gibi.
Bu kültürel farkları anlamamanın kolaylıkla hatalı çevirilere yol açabileceğini görmek çok zor değil. Bu farklar aynı zamanda internet sitesi yerelleştirmede de büyük bir problemdir.
4. Dilbilgisi ve Yapı Hataları
Makine çevirisi sitemlerinin zorluk yaşayabildiği bir diğer şey ise dilbilgisi ve cümle yapılarını hatasız kullanmaktır. Bu özellikle sözdizimleri kayda değer ölçüde farklı veya dilbilgileri karmaşık kurallar içeren diller söz konusu olduğunda geçerlidir.
Örneğin, İngilizce sözdiziminde Özne-Yüklem-Nesne (ÖYN/SVO) sıralamasını takip ederken, Japonca gibi başka diller Özne-Nesne-Yüklem (ÖNY/SOV) dizilimini kullanır. Arapça Yüklem-Özne-Nesne sıralamasını bile kullanabilir (bu yüzden dünyanın en zor dillerinden biridir). İnsan çevirmenlerin bu konuda zorlandığı gibi, makine çevirisi de aynı şekilde zorlanır.
Diğer problemli dilbilgisi ögeleri arasında (yukarıda bahsedildiği gibi) cinsiyet, fiil çekimleri, fiil zamanları ve bunlara ek olarak birden fazla yan cümle, bağlı cümle ve yerleşik cümlecik içeren karmaşık cümleler vardır.
5. Sınırlı Eğitim Verisi
Makine çevirisi kendini eğitmek için kullanılan yoğun dil verilerine fazlasıyla muhtaçtır. Bu verilerin bulunurluğu çeşitli açılardan alınacak olan çeviri çıktısında farklar yaratır.
Genel Dil Verisi
Bir dil, örneğin Keçuvaca gibi yerli dilleri, için mevcut olan eğitim verisi azsa çeviri kalitesi düşer. Bu durumda makine çevirisi sisteminin elinde doğru çeviri yapmak için yeterli bilgi yoktur ve çaresiz kalır. Bu, örneğin Google Çeviri’nin bazı dillerde diğerlerine göre daha iyi olmasının bir sebebidir.
Sorun yaratan bir diğer nokta ise bölgesel diyalektlerdir. Çünkü sistemler genellikle dillerin standart hallerine öncelik verilerek eğitilirler. Örneğin, makine çevirisi verileri Modern Standart Arapçaya odaklanmış olabilir ve bu Mısır veya Levant Arapçası gibi diyalektlerden büyük ölçüde farklı olabildiğinden yanlış anlaşılmalar oluşabilir.
Belli Sektörler Hakkındaki Veriler
Bu sorun sadece genel olarak diller için geçerli değildir; belli uzmanlık alanlarını da etkileyebilir. Özellikle tıp, hukuk, mühendislik gibi disiplinler alan uzmanlarının tanışık olduğu spesifik anlamları ve çağrışımları olan sözcükler kullanır.
Bu yüzden, bu alanlarda hatasız çeviriler oluşturmak konu hakkında derin bir kavrayış gerektirir. Eğer eğitim verisi uygun materyalleri içermiyorsa makine çevirisi kalite kaybına uğrayabilir.
Dil Taraflılığı
Eğitim verisinin işin içine girdiği bir diğer alan ise dil taraflılığıdır. Belli bir bölge, kesim, veya kültürel bağlama öncelik verilerek eğitilen sistemler istemeden de olsa taraflılık içerebilir. Bu da doğruluklarını ve kapsayıcılıklarını zedeleyebilir. X’e ait Grok AI gibi yapay zekalarda oldukça belirgin olan bu durum, makine çevirisini de benzer şekilde etkileyebilir.
Dil Gelişimine Uyum Sağlamak
Diller sürekli olarak değişir, bünyelerine yeni terimler ve kalıplar katarlar, özellikle de internet ortamında. Makine çevirisi sistemleri hep güncel tutulmazlarsa bu değişimle başa çıkmakta zorlanabilirler.
“Drip”, “rizz” ya da “NPC” ne demek biliyor musunuz? Eğer biliyorsanız, tebrikler, İngilizce konuşan gençlerin güncel dili hakkında bilgi sahibisiniz demektir. Eğer bilmiyorsanız, makine çevirisi sisteminizin eğitim verisinde Urban Dictionary’nin en son sürümünün olması için dua edin.
6. Duygu ve Tavır
Makine çevirisin zorlandığı bir diğer şey cümlelerin altında yatan duygu veya tavrı yorumlamaktır. Fakat bu, özellikle metinde mizah, ironi ve iğneleme varsa, konuşmacının gerçek niyetini aktarmak için olmazsa olmaz bir özelliktir.
“Ne kadar güzel düşünmüşsün” cümlesinin telaffuz ediliş şekline göre çok farklı anlamlara gelebileceğini hepimiz biliriz (eminim tüm evliler şu an onaylayarak kafalarını sallıyordur). Ama makine çevirisi sistemleri genellikle bu tür duygusal alt metinleri anlayamaz. Anlayamadıkları için de bu ifadeleri gerçek anlamıyla kabul edip büyük resmi kaçırırlar.
7. Biçem
Son olarak elimizde biçem var. Özellikle yazılı dil konuya, türe, hedef kitleye ve niyete göre değişen çok farklı biçemsel yaklaşımlar gösterebilir. Bu yaklaşımları resmi – samimi, teknik – edebi, ya da ikna edici – bilgilendirici gibi eksenlerde düşünebiliriz.
Çeviri sırasında biçemi korumak genellikle zordur ve tıpkı insan meslektaşları gibi makine çevirisi de bu konuda sıkıntı çeker. Bu özellikle pazarlama mesajları gibi doğrudan çevirisi yapılamayan metinlerde kendini belli eder.
Asıl hedef doğrudan çeviri yerine duyguyu korurken mesajı yeni bir dil ortamına yerleştirmektir. Bu sürece transkreasyon adı verilir ve makine çevirisi doğası gereği bunu yapmaya uygun değildir.
Bunlar Hakkında Ne Yapabilirsiniz?
Gördüğünüz gibi, makine çevirisinde problem çıkaran birçok etmen var. Peki bunlardan kaçınmak için ne yapmak gerekir? Şimdi de bundan bahsedelim.
1. Çeviriyi Kolaylaştırın
Yüksek kalite sonuçlar almayı sağlamanın bir yolu kaynak materyali makinelerin daha kolay çevirebileceği bir şekilde hazırlamaktır. Kısacası mesele yukarıda bahsettiğimiz sorunların çaresine bakmak.
- Basit bir dil kullanın — Dolaysız ifadeleri seçin ve doğru çevrilemeyebilecek deyimlerden, argodan ve kültürel referanslardan uzak durun.
- Daha kısa ve daha az karmaşık cümleler seçin — Makine çevirisi parçalı veya aşırı karmaşık cümleler yerine tam cümlelerle daha iyi performans gösterir. Metni kısa cümlelere bölmek anlamı korumaya yardımcı olur.
- Anlamı belirsiz kelimeler için bağlamı belirtin — Birden fazla anlamı olan kelimeler için bağlam bilgisini ekleyin veya hangi anlamın kastedildiğini belirtmek için daha basit terimler kullanın. Alternatif olarak, cümleleri belirsiz kelimelerden kaçınacak şekilde yeniden kurabilirsiniz.
- Mümkün oldukça resmi dil kullanın — Makine çevirisi genelde resmi dili samimi veya sohbet havasındaki dile göre daha doğru yorumlar.
- Bir o yönde bir bu yönde çeviri yapın — İlk çeviriyi aldıktan sonra metni tekrar orijinal diline dönüştürün ve aynı anlamı koruyup korumadığına bakın. Kastedilen mesaj iki çeviride de olması gerektiği gibi olana kadar kaynakta gerektiğince ayarlamalar yapın.
Böyle bağlamsal düzenlemeler makine çevirisinin doğasında var olan çeşitli problemlerle başa çıkar. Tabii ki her tür içeriğe bunları uygulayamayız. Örneğin kitaplar gibi edebi eserler için bunları yapmak istemeyiz. Fakat bilgilerin onları aktaran dilden daha önemli olduğu içeriklerde yukarıdaki tüm adımlar makine çevirisinden daha verimli sonuçlar almanıza yardımcı olacaktır.
2. Yüksek Kalite Araçlar Seçin
Kaynak metinde iyileştirmeler yapmak haricinde makine çevirisinden en yüksek derecede faydalanmanın en önemli adımı iş için doğru aracı seçmektir. Yukarıda bahsedildiği gibi, farklı sağlayıcılar farklı diller ve alanlarda yetkinlik gösterir. Örneğin Google Çeviri ve DeepL belli dillerde farklı kalitede sonuçlar verir.
Aynı zamanda tıbbi metinler gibi içerikleri yüksek doğrulukla çevirmek için doğru eğitim verileriyle beslenmiş, belli alanlarda özelleşen yapay zeka çeviri modelleri de vardır. Eğer iş için doğru aracı baştan seçerseniz, çoktan doğru yönde büyük bir adım atmış olursunuz.
3. Mevcut Tüm Özelliklerden Faydalanın
Doğru makine çevirisi sağlayıcısını seçmeye ek olarak, envanterinizdeki tüm araçları kullanmak da çok önemlidir. Bu sağlayıcıların çoğunun çeviriyi geliştirmek için kullanabileceğiniz özel ayarları vardır.
Örneğin dilinizin bölgesel diyalektleri arasında seçim yapabilirsiniz. Google Çeviri her bir sözcük için alternatif çeviriler gösterir ve siz de eğer ilk seçenek uygun gelmezse en doğru geleni elle seçebilirsiniz. Ayrıca çeviri doğruluğuna katkıda bulunmak içim sık kullanılan kalıpları kaydedebilirsiniz.
4. Sonuçları Kontrol Edin ve Düzeltin
Yukarıdaki problemleri çözmek için en bariz ve şiddetle tavsiye ettiğimiz eylem sadece makine çevirisine bel bağlamayıp insan bir çevirmeni de işe dahil etmenizdir.
Makine çevirisi işin ağır kısmını gerçek çevirmenlerden daha hızlı ve ucuza yapabilse de, bir makinenin gözden kaçırabileceği çeviri gaflarını tespit etmek için gerçek bir insanın deneyimi, bilgisi ve kültürel kavrayışı gerekir.
Bu yüzden, makine çevirisi yazılımınızın çıkardığını alıp öylece kullanmanızı tavsiye etmiyoruz. Bunun yerine dil çiftlerinizde ve bu dillerin kültürel arka planlarında bilgili bir insanı kalite kontrolünüzün başına koymayı unutmayın. Böylece hem makinelerin hem de insanların iyi taraflarından faydalanabilirsiniz.
Çeviri ve diller ile ilgili diğer makalelerimize blog bölümümüzden göz gezdirmenizi tavsiye ederiz.