Cinsiyetçi Diller
Cinsiyetçi Diller Nasıl Tercüme Edilir?
Cinsiyetlendirilmiş dillerle / cinsiyetçi dillerle nasıl çalışacağınız ve toplumsal cinsiyeti nasıl tercüme edeceğiniz konusunda zorlanıyor musunuz? Bu, bir dizi nedenden dolayı dilin hassas bir alanı olabilir. Aşağıda bunlardan bazılarına değineceğiz. Ancak konu cinsiyetli dilin çevirisi olduğunda, üzerinde düşünülmesi gereken pratik hususlar da vardır. Cinsiyetlendirilmiş isimleri, bunları kullanmayan bir dile nasıl aktarırsınız? Peki ya üç ya da beş cinsiyetin kullanıldığı diller? Çeviri söz konusu olduğunda cinsiyet zor bir konu olabilmektedir. Bu, makine çevirisi ve cinsiyet hakkında düşünmeye başlamadan önce bile…
Cinsiyet içeren bir dilin çevirisini yapmak zorunda olan herkes için önemli bir konu. Yanlış yaparsanız çeviriniz en iyi ihtimalle hatalı, en kötü ihtimalle de saldırgan olacaktır. Gelin, toplumsal cinsiyet, dil, kültür ve daha fazlasına ve çevirmenlerin tüm bunları nasıl başarılı bir şekilde yönetebileceğine bakalım.
Cinsiyetçi Dil Nedir?
Cinsiyetçi diller büyük bir konudur. Örneğin, araştırmaların cinsiyetçi dillerde toplumsal cinsiyet önyargısının daha fazla olduğunu gösterdiğini biliyor muydunuz? Ve cinsiyetçi dil kullanan ülkelerde kadınların daha az kazandığını? Dünya Bankası’nın küresel nüfusun %99’unu oluşturan 4.000 dil üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre, insanların %38’i cinsiyetçi dil konuşmaktadır. Çalışma şunu ortaya koymuştur:
“Cinsiyetçi diller, kadınlar için daha az ve kötü işgücü piyasasına katılım oranları ve daha gerici toplumsal cinsiyet normları ile ilişkilidir.”
Bu bağlamı akılda tutarak, temel bilgilerle başlayalım ve cinsiyetlendirilmiş dili tanımlayalım. Cinsiyetlendirilmiş bir dil, isimlerin çoğunluğunun erkek ya da kadın olduğu dildir. Örnek olarak Hintçe, İspanyolca, Fransızca ve Portekizce verilebilir. Örneğin İspanyolcada ağaç erkektir (‘el árbol’), Portekizcede ise dişidir (a árvore).
Ancak bu, diğer tüm dillerin cinsiyetsiz olduğu anlamına gelmez. Bengalce, Japonca ve Türkçe gibi cinsiyetsiz dillerin yanı sıra bu ikisinin arasında kalan diller de vardır. Bunlar ‘doğal cinsiyet’ dilleri olarak adlandırılır. Bunlar cinsiyetlendirilmiş isimler kullanmayan ancak cinsiyetlendirilmiş zamirler kullanan dillerdir.
İngilizce doğal cinsiyet diline bir örnektir. Cinsiyetlendirilmiş isimler kullanmasa da (sarışın/blonde tartışmasını bugünlük görmezden gelelim), erkekler için ‘he/him’ ve kadınlar için ‘she/her’ gibi cinsiyetlendirilmiş zamirler kullanır.
Cinsiyetçi Dillerin Tercümesi Neden Bu Kadar Zor?
Cinsiyetçi dilin çevirisi ihtiyacına nasıl yaklaşılacağını bilmek, bir çevirmenin işi için temel önem taşır. Bunu yanlış yapmak çeviride yanlışlığa ve karışıklığa yol açabilir. Ayrıca, bazı durumlarda hakarete de yol açabilir.
Cinsiyet hassas bir konu olabilir. İster transseksüel, ikili olmayan, cinsiyet akışkanlığı veya başka bir şey olarak tanımlayalım, cinsiyet kimliğimizin temel bir parçası olduğundan, bu son derece kişisel olabilir. Sosyal, kültürel, dini ve tarihi faktörlerin tümü toplumların ve bireylerin cinsiyet hakkındaki hislerini etkilemektedir. Bu da bunun son derece duygusal bir konu olabileceği anlamına gelmektedir.
Çeviri Cinsiyeti Birinci Konu: Dil bilgisel Cinsiyet
Dil bilgisel cinsiyet, yukarıda İspanyolcada eril, Portekizcede dişil olan ağaçlar örneğinde belirttiğim gibi, cinsiyet atanan isimleri tanımlar. Bazı dillerde ne eril ne de dişil olan nötr isimler de kullanılır.
Bu, bir belgeyi İngilizceden Fransızcaya çevirmeye çalışan bir çevirmenin, her bir isim için cinsiyeti doğru bir şekilde çevirmesi gerektiği anlamına gelir. Doğal cinsiyetli bir dilden cinsiyetli bir dile yapılan bu tür bir çeviri, kullanılan belirli bir ismin sonucu olarak cinsiyetli dilde de değişebilen fiil sonlarına ve sıfatlara özellikle dikkat etmek anlamına da gelir.
Cinsiyetsiz veya doğal cinsiyetli dilden cinsiyetli dile geçiş, çevirmenin daha fazla bağlama ihtiyaç duyduğu anlamına da gelebilir. Örneğin, İngilizcedeki ‘çocuk’ İspanyolcada ‘la niña’ mı yoksa ‘el niño’ mu olmalıdır?
İkinci Konu: Toplumsal Cinsiyet ve Toplumsal Varsayımlar
Bir belgede birinden ‘öğretmen’ olarak bahsediliyorsa, onun kadın mı erkek mi olduğunu varsayarsınız? Burada bir dizi toplumsal varsayım devreye giriyor. Örneğin Birleşik Krallık ‘ta bir ilkokul öğretmeni hayal edin, muhtemelen bir kadın hayal edeceksiniz. Bir itfaiyeci hayal edin, büyük ihtimalle gözünüzde bir erkek canlanacaktır.
Bu tür toplumsal varsayımlarla ilişkimiz değişmekte. Fakat yavaş yavaş. Çeviride cinsiyet sorunları, kökleşmiş varsayımlarımızın bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Ayrıca, yukarıda kapsamlı olmayan bir listesini verdiğimiz günümüz İngilizcesinde kullanılan zamirlerin çeşitliliğinin artması gibi dildeki değişikliklerden de etkilenebilirler. Bu da çevirmenlerin kendi varsayımlarına dikkat etmeleri ve çevirinin bağlamına her zaman duyarlı olmaları gerektiği anlamına gelmektedir.
Üçüncü Konu: Anlamsal Cinsiyet
Dil bilgisel cinsiyette, bir ismin eril ya da dişil olarak atanması genellikle keyfidir. Tanımlanan öğe ile ilgili değildir. Anlamsal cinsiyette ise ismin anlamı cinsiyetini belirler. Örneğin bir bekar, koca, aygır veya horoz erkektir; bir eş, kız kardeş, kısrak veya tavuk dişidir. Yine, çevirmenlerin cinsiyet terimlerini çevirirken çalışmalarını hesaba katmaları gereken bir şey.
Cinsiyetçi Dillerin Çevirisi için İpuçları
Kaynak belgeye sadık kalmak ile cinsiyet ayrımı gözetmeyen bir dil kullanan bir çeviri üretmek arasında ince bir denge vardır. Elbette burada müşterinin istekleri devreye girecektir, ancak çevirmenlerin daha cinsiyet ayrımı gözetmeyen çeviriler üretmek için akıllarında tutabilecekleri bazı ipuçları vardır.
İlk ipucu, mümkün olan her yerde cinsiyetten bağımsız terimler kullanmayı düşünmektir. Örneğin, polis yerine polis memuru, itfaiyeci yerine itfaiyeci, garson yerine garson vb. Elbette bu, iki cinsiyetli isim arasında bir seçim yapmaya zorlayan (ve cümlenin diğer öğelerinin bu seçime göre farklı muamele görmesi gereken) bir dile çeviri yaparken hızla çözülür. Lakin yine de mümkün olan her yerde arzu edilen bir yaklaşımdır.
Eril ya da dişil bir sözcük arasında seçim yapmak durumundaysanız (diyelim ki İngilizceden Portekizceye çeviri yapıyorsunuz ve ‘doktor’ için dişil ‘doutora’ ya da eril ‘doutor’ sözcüklerinden birini kullanmak zorundasınız), bağlamı ve toplumsal varsayımları göz önünde bulundurmanın zamanı gelmiş demektir. ‘Doutor’ kullanıp kökleşmiş cinsiyet önyargısına uymalı mısınız, ‘doutora’yı tercih edip okuyucunun kafasını karıştırma riskini göze almalı mısınız yoksa metni daha az anlaşılır hale getirme riski taşıyan cinsiyetsiz bir terim mi bulmaya çalışmalısınız?
Daha önce de belirttiğimiz gibi, bu tür konuların nasıl ele alınacağı konusunda net bir tercihleri olabileceğinden, müşteri ile diyalog burada önemlidir. Başka bir seçenek de, eğer belgenin bağlamına uygunsa ‘doutor/doutora’ kullanmaktır.
Diller ve çeviri sektörü ile ilgili merak ettikleriniz için BLOG sayfamıza göz gezdirmenizi tavsiye ederiz. Tüm Çevirmenler ve Çeviri İşletmeleri Derneği üyesi olan Ankara Çeviri Bürosu haftalık dil ve çeviri sektörü ile ilgili güncel bilgi ve tecrübeler içeren makaleler yayınlamaktadır. Takipte kalın!!